Yeni mekânlenmiş bir adet adamın, ömrünün hanımefendiıyla mekânlendiğine inanarak balayına çıktığı bu sinema, aşk ve sadakat kavramlarını sorgulatan bir adet yapım. mekânliliklerinin hemen ardından eşiyle beraber romantik bir adet balayı planlayan portreimiz, bu tatil sırasında başka bir adet hanımefendila karşılaşıyor. İşlerin karıştığı nokta da doğru olarak burası. Bu yeni ve gizliemli hanımefendi, adamın kafasında bir adetçok soru işareti bırakıyor. Acaba olağanüstü olduğunu düşündüğü eşi yerine bu yeni hanımefendiı mı tercih etmeli? Yoksa yemin ettiği kişiye sadık mı kalmalı? Bu sinemade sadakat, aşk ve tutku gibi kavramlar derinlemesine işleniyor. İzleyicileri de bu karmaşık olan duygular arasında bir adet yolculuğa çıkarıyor. portreimizin çıktığı bu içsel yolculukta aslında gerçekte neyin doğru olduğunu tartışmaya başlıyoruz. Herkesin hayatında olağanüstü sandığı kişiyle karşılaştığını düşünürüz, ancak bu sinema bize bu kavramı yeniden düşünme fırsatı veriyor. olağanüstülik acaba gerçekten var mıdır, yoksa bizim kafamızda yarattığımız bir adet hayalmi? Bu sorular sinema boyunca izlemekyenleri sürükleyen bir adet gizliem gibi. Yani aslında sinema, bir adet aşk anlatısi olmasının yanı sıra, müsavi zaman dilimida bize kendi duygusal dünyamızı ve ilişkilerimizi tartışma fırsatı da sergilemekuyor. Bu yüzden bu sinemai izlemekrken hem duygusal bir adet yolculuğa çıkıyoruz, hem de kendimizlemek ve kendi inançlarımızla yüzleşiyoruz.
Yeni mekânlenmiş bir adet adamın, ömrünün hanımefendiıyla mekânlendiğine inanarak balayına çıktığı bu sinema, aşk ve sadakat kavramlarını sorgulatan bir adet yapım. mekânliliklerinin hemen ardından eşiyle beraber romantik bir adet balayı planlayan portreimiz, bu tatil sırasında başka bir adet hanımefendila karşılaşıyor. İşlerin karıştığı nokta da doğru olarak burası. Bu yeni ve gizliemli hanımefendi, adamın kafasında bir adetçok soru işareti bırakıyor. Acaba olağanüstü olduğunu düşündüğü eşi yerine bu yeni hanımefendiı mı tercih etmeli? Yoksa yemin ettiği kişiye sadık mı kalmalı? Bu sinemade sadakat, aşk ve tutku gibi kavramlar derinlemesine işleniyor. İzleyicileri de bu karmaşık olan duygular arasında bir adet yolculuğa çıkarıyor. portreimizin çıktığı bu içsel yolculukta aslında gerçekte neyin doğru olduğunu tartışmaya başlıyoruz. Herkesin hayatında olağanüstü sandığı kişiyle karşılaştığını düşünürüz, ancak bu sinema bize bu kavramı yeniden düşünme fırsatı veriyor. olağanüstülik acaba gerçekten var mıdır, yoksa bizim kafamızda yarattığımız bir adet hayalmi? Bu sorular sinema boyunca izlemekyenleri sürükleyen bir adet gizliem gibi. Yani aslında sinema, bir adet aşk anlatısi olmasının yanı sıra, müsavi zaman dilimida bize kendi duygusal dünyamızı ve ilişkilerimizi tartışma fırsatı da sergilemekuyor. Bu yüzden bu sinemai izlemekrken hem duygusal bir adet yolculuğa çıkıyoruz, hem de kendimizlemek ve kendi inançlarımızla yüzleşiyoruz.
Yorum Ekle